Kritik dönüşüm zirvesi: Bakanlık Cennetçeşme’yle buluştu
Bakanlar Kurulu kararı ile tüm yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçtiği Karabağlar Cennetçeşme’deki 540 hektarlık alanda bakanlık vatandaşlarla bir araya geldi. Halkın sorularını yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedat Gürgen, AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül ve Çevre Şehircilik İl Müdürü Ata Erpolat son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Genel Müdür Gürgen, “Malınıza mülkünüze sahip çıkın. Malınızı, mülkünüzü satacaksanız bize satın. Provokasyonlara gelmeyin. Söylenenlere kulak asmayın. Bizim resmi tekliflerimiz gelmeden başka tekliflere inanmayın” dedi. AK Partili Şengül de, devletin dönüşüm çalışmalarını titizlikle yürüteceğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında krize neden olan Cennetçeşme Kentsel Dönüşüm Alanı’nda yapılacak çalışmalar sürerken en yetkili isimler vatandaşlarla bir araya geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “en hazır olduğumuz alan” diyerek Ankara’ya onaya gönderdiği 48 hektarlık bölge ‘riskli alan’ ilan edilerek 540 hektara çıkartılmış ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilmişti. Şu anda Büyükşehir ve Karabağlar Belediyesi’nin yetkisinden çıkan, belediyelerin hiçbir işlem yapamadığı bölgede toplantı düzenlendi. Toplantıya, Ankara’dan gelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedat Gürgen, AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül ve Çevre Şehircilik İl Müdürü Ata Erpolat, Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Yusuf Kenan Çakar, Karabağlar İlçe Başkanı Kadir Uçar, çok sayıda vatandaş katıldı.
Toplantıda konuşan Genel Müdür Gürgen, 8-9 ay içerisinde alan çalışmalarına başlanacağını söyledi. Bilgilendirme faaliyetleri için 15 mahallede ofisler kurulacağını, görevlilerin vatandaşları bilgilendireceğini anlatan Gürgen, “Sizi adım adım her şeyden bilgilendirecekler. Siz ‘acaba bizim dışımızda bir şeyler olabilir mi’ diye düşünmeyiniz. Her şey şeffaf ve açık olacak. Aklınızda birçok soru işareti var. Bizim milletimizin en önemli ihtiyacı konuttur. Barınma ihtiyacı vardır. Birileri size ‘yıllardır ev yaptınız, bakanlık evinize göz dikti’ diyor. Böyle bir şey yok. Burası gerçekten çok büyük bir alan. İzmir ölçeğinde baktığınızda bu alan gerçekten çok önemli. Zaten böyle bir yaşam alanında artık hayat sürdürülemez. Beş dakikalık yolu yarım saatte gidiyorsunuz. Bize ‘evlerimizi mi alacaksınız, buralardan gidecek miyiz’ diye soracaksınız. Biz bakanlık olarak kimseyi bulunduğu yerden götürmeyeceğiz. Başka yere gitmek yok. Birlikte çalışmak istiyoruz. Depremde yıkılmayacak, nitelikli binalar, okullar, park ve bahçeler yapmayı ümit ediyoruz. Burasının müşavirlik hizmeti satın alındığında bürolar kurulacak. Bakanlığın danışma büroları 24 saat açık olacak. Çayınızı içerek sohbet edeceksiniz. Oradakilere ‘benim yerim şurada, bu büyüklükte’ diyeceksiniz. Arkadaşlarımız da sizin evinizin olduğu bölgeye uygulanacak çalışmayı anlatacak. Bakanlık ve vatandaş arasında imzalanacak protokole kadar kimse bir yere gitmeyecek. Masanın bir tarafında siz, bir tarafında da biz olacağız. Amacımız mutabakat. İzmir’de artık vatandaşlarımızın hak ettiği yerler olsun istiyoruz. Tapulu arazilerin üzerinde yapılmış evler olsun. Depremde yıkılacak korkusu çekilmesin istiyoruz” dedi.
RANT SİZİN RANTINIZ
Çalışma başladığında bakanlık görevlilerin alana ineceğini de anlatan Gürgen, “Kapınızı tek tek çalacağız. Ofislerimize çağıracağız. Evinizde kaç kişi oturduğunu soracağız. Evlerin durumunu öğreneceksiniz. Kimse ortada kalmayacak. Jeolojik sakıncalı alanda ise size yerler göstereceğiz. Projenin bütünü içinde vatandaşın hakkı olacak. Dairelerin projeleri ile birlikte size mutabakat metni getireceğiz. Bu işi yapamazsak çeker gideriz. Burada rant var ama sizin rantınız. İmar artışı verilmekle bu iş çözülmez. Biz bu alanın planlamasını yapacağız. Kimin neyi var, ne kadar alanı var bunun tespitine izin verin. Bütün alan içinde planlamayı toptan yapamayız. Siz zaten birleşirseniz kendi aranızda müteahhit ile anlaşırsınız. Biz ‘size imarı verdik, gidin müteahhit ile anlaşın’ dersek okul alanı, spor alanı olmaz. Yol altı metre ise o halde kalır. Bu senenin sonunda size anlaşma metnini getireceğiz” diye konuştu.
BIRAKIR GİDERİZ…
Kulaktan dolma bilgilere inanılmaması gerektiğini anlatan Genel Müdür Gürgen, çıkan haberlerin doğruluğunun yetkili makamlardan teyit edilmesini istedi. Gürgen, “Malınıza mülkünüze sahip çıkın. Malınızı, mülkünüzü satacaksanız bize satın. Provokasyonlara gelmeyin. Söylenenlere kulak asmayın. Bizim resmi tekliflerimiz gelmeden başka tekliflere inanmayın. Bizim kadar hızlı çalışan varsa bu ülkede onlarla karşılaştırın. Kimse bizden hızlı çalışamaz. Ben ekibi birkaç ay içinde burada çalıştıracağım. Eğer bizden hızlı olan olursa koltuğu bırakıp giderim. Bizimle anlaşmayacaksanız başka kimse ile anlaşamazsınız. Medya size ‘bakanlık köşk vaad edecek’ derse yalan.. Size ‘buradan gönderileceksiniz’ derse o da yalan. Türkiye’de 6,5 milyon dönüştürülmesi gereken bina var. Burada ise sadece 17 bin. Yani denizin içinde bir damlasınız. Devlet bunun altında kalmaz. Siz hiç çoluğunu, çocuğunu depremde enkaz altında arayan anne, baba gördünüz mü? Biz bunu gördük” dedi.
‘DEVLETE NE’ DİYEMEZSİNİZ
Devletin, önce planlama çalışması yaptıktan sonra vatandaşla masaya oturacağını anlatan AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül de, dönüşümün faydalarını anlattı. Zaman zaman karşılıklı atışmaların yaşandığı toplantıda konuşan Şengül, “Devletin işi gücü yok senin 100-200 metrekare yerine mi göz dikecek? Böyle bir şey yok. Devletin en önemli çalışması vatandaşının barınma ihtiyacını karşılamaktır. Sizin çocuğunuzun geleceği benim çocuğuma bağlı. Benim çocuğumun geleceği de sizin çocuğunuza bağlıdır. Bu anlayış ile hareket edilmelidir. Siz huzurlu olabilirsiniz. Yıllardır burada oturuyorsunuz. Çocuklarınız büyüdü, gelişti. Onlar okula gittiklerinde, üniversitede utancından oturduğu yeri söylemiyor. Onlar daha iyi şartlarda yaşamak istiyorlar. Ben de geçmişte yaşadığım yerleri söyleyemedim. Şu anda içinde bulunduğumuz ortam sürdürülebilir değil. Siz ‘deprem olursa yıkılır, biz de altında ölürüz, bundan devlete ne’ diyemezsiniz. Devlet bunun önlemini almak zorundasınız. Buralar 20-30 yıldır unutuldu. Bu kadar daha süre giderse çocuklarınız perişan olacak” diye konuştu.
PROVAKATÖRLER OLABİLİR
Bakanlığın dönüşümü yapması halinde vatandaşın daha avantajlı konuma geleceğini anlatan Şengül, “Biz, kesinlikle aldatan olmayacağız. Buradan 5-10 yıl sonrasını görüyorum. Burada 15 mahallede 50 bin nüfus var. Toplam 16 bin konut var. Aynı evde oturan iki üç aile var. Tapulu, tapusuz alanlar var. Kiracı olanlar var. Bazıları ‘verin imarı müteahhide verelim’ diyor. Herkesin 120-200-300 metrekare arazisi ve tapusu var. Müteahhit kesinlikle size yüzde 40 hak vermez. Sekiz kat imar verilse niye gelsin. Beton yığınına niye müteahhit gelsin. Satamayacağı yere yatırım yapar mı? Devletin bu işten bir maddi beklentisi yok. Kendi bütçesinden para aktarıyor. Kiraya çıkacak olana kira yardımı, kira değilse faizsiz kredi verilecek. Muhtarların birçoğu okul alanı olmadığından, yeşil alan sorunundan, spor alanı yetersizliğinden, kanalizasyon olmadığından bahsediyor. Dönüşüm çalışmalarında binalar ile birlikte sosyal alanlar da olacak. Sadece 7-8 kat binanın izni ver gerisine karışma o olacak iş değildir. Sağlık ocağından camiye, rekreasyon alanından, kamu binalarının alanlarına kadar her şey ayrılacak. Siz istemeseniz de bunlar ayrılacak. Rant vatandaşın olacak. Devletin rant beklentisi yok. İnsanlar ‘devlet bize bu zamana kadar yardım etmedi, niye aklına geldi’ diyor. Aranızda provakatörler olacaktır. Dedikodu yapacaklar. Çıkıp ‘bunlar şöyle, böyle’ diyecekler. Biz siyaset yapıyoruz. Aldığımız oyu biliyoruz. Ben niye ayağıma kurşun sıkayım ki. Daha önce Büyükşehir Belediyesi burada çalışma yapıyordu. Şimdi ise bakanlık yapıyor. Büyükşehir, Gaziemir’de yapıyor. Biz ‘o yaptı, bu yaptı’ demiyoruz. İki yıl sonra çalışmalar başladığında dua edeceksiniz. Diğer mahalleler sıraya girecek. Herkes ‘kentsel dönüşüm geldi, 200 metrekare yerim var, imarı ver, yeri müteahhide vereyim’ diye düşünebilir. Siz buna izin verilirse perişan olursunuz. Hangi müteahhit gelip 50 bin binayı yapacak. Devlet olarak buraya para aktaracağız. Rant alacağı yere devlet niye kaynak aktarsın. Devletin rant gibi bir beklentisi yok” ifadelerini kullandı.
SENİ BIRAKAMAM
Vatandaşlardan gelen sorulara “Ben de şehir plancısıyım, bu işi biliyorum” diyerek yanıt veren Şengül ayrıca konuşmasında şunları söyledi: “Bu işi el birliği içinde çözeceğiz. Birbirimizi suçlayarak bir yere varamayız. Siz şanslı olduğunuzu da zaten göreceksiniz. Çıkıp kimse ‘devlet benim yerime karar vermesin’ demesin. Verecek. Çıkıp çalışmasını vatandaş huzuru, mutluluğu için yapacak. Eğer ben kaçak yapılaşmış yerleri bırakıp sadece sahillere, güzel yerlere bakarsam o ülkede adalet olmaz. Devletin görevi milliyetine, diline göre insanı ayırmak değildir. Bize kızsalar da bu çalışmaları yapacağız. Gelip devlet burada müteahhitlik yapmayacak. Devlet parasını verecek müteahhit yapacak. Çıkıp ‘bizi bırakıp müteahhitle anlaşayım’ diyorsun. Ben seni bırakamam. Yeşil alanı, sosyal donatı alanını bırakamam. Burada 100-200 metrekare arazi var. Vatandaş ‘o arazime 8 kat ver’ diyor. Yok öyle bir şey. Yolu, imarı, planı, altyapısını, kanalizasyonu ayarlamadan olur mu? Ver katı, yapalım olursa düzenli iş olmaz”
Öte yandan toplantıda Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ata Erpolat da isteyenin müdürlükten bilgi alabileceğini söyledi. Genel Müdür Gürgen, salonda bulunanlara kartvizitini dağıttı. Ayrıca mahallede kahvehanelerin pencerelerine yetkinin Ankara’da olduğunu ifade eden gazete haberlerin asılması da dikkat çekti.
egedesonsoz