Tabii ki Mertaş Tower hayata geçecek.
Arazi şuan hazır durumda gereken izinler ve imar durumunda yaşanan
sıkıntılar nedeni ile biraz ertelenecek.Yüksel Çakmur engeline takılan
bir proje.
Şu an düşünülen yükseklik 21 kat olacak.
Detaylar ve diğer yaptığımız işlerle ilgili web sitemizi ziyaret
edebilirsiniz.
Grubumuza göstermiş olduğunuz ilgiden ötürü teşekkür ederiz.
www.mertasgroup.com
Yeni Kent Merkezi
Alsancak Limanı ile Turan Mahallesi arasında, kara yönündeki derinliği yer yer değişerek uzanan, toplam 550 ha. genişliğindeki İzmir Yeni Kent Merkezi alanı ciddi, kararlı ve katılımcı bir anlayışla ele alınarak, 2003 yılında planlandı.
Planlama süreci, alanın sınırları, sorunları, kısıtları belirlendikten ve kent bütünü için sunduğu olanaklar ile kentin gereksinimleri saptandıktan sonra, 2002 yılında düzenlenen uluslararası fikir yarışmasıyla başlatıldı.
Uluslararası jüri, koordinatör olarak etkin görev aldığımız yarışmaya katılan 27 ülkeden 140 proje arasında, Alman Mimar Jochen Brandi’nin hazırladığı projeyi birinciliğe layık buldu.
Yarışma sonrasında, Şehir Plancıları Beril ÖZALP, Dilek ALİŞAN, Serhat GÖKTAY ve Y. Mimar Kıvılcım KESKİNER’in katılımıyla, sorumluluğumuz altında oluşturulan planlama grubunca nazım imar planı hazırlandı.
Hazırlanan planda Turan Mahallesi, Salhane ve Liman Gerisi üç alt bölge olarak ele alındı; konumları, mevcut özellikleri kentle ilişkileri ve gelişme eğilimleri dikkate alınarak planlandı.
Plan çalışmaları sürdürülürken, TMMOB Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası İzmir Şubelerinden, İzmir Ticaret Odası ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan Dokuz Eylül Üniversitesi Şehir Planlama Bölümü’nden, Konak ve Karşıyaka Belediyeleri’nden katılımcılarla birlikte, hemen her aşamada danışma toplantıları yapıldı.
Tarafların karşılıklı anlayışı ve uzlaşmasıyla hazırlanan nazım plan önerisi Büyükşehir Belediye Meclisi’nce kabul edilerek onandı.
Onanan planla ilgili olarak 2003 yılı Mart ayında Büyükşehir Belediyesi’nce basına gönderilen yazılı açıklamada;
“Planın uygulamaya geçirilmesiyle;
Yörenin potansiyelinin en uygun, en verimli biçimlerde ve olabilecek en kısa sürede değerlendirilmeye başlanması sağlanacak,
Planlama alanı ‘geçilen yer’ olmaktan çıkarılıp, ‘gelinen yer’ niteliğine kavuşturulacak,
Kıyıda yer almasına karşın, zaman içinde yapılan uygulamalarla denizden koparılmış olan alan ve alanın gerisinde kalan Bayraklı denizle yeniden bütünleştirilecek,
Alandaki doğal potansiyelden (dereler, yeşil alanlar, sahil şeridi) yararlanarak bu değerler korunup ön plana çıkarılacak,
Planlama alanındaki arazi kullanımlarında mekânsal süreklilik sağlanacak,
Korunmaya değer yapılar, yeni ve çağdaş işlevler yüklenerek varlıkları sürdürülecek,
Yük taşımacılığı ile sanayi ve depolama sektörünün terk ettiği/edeceği geniş kullanım alanları merkezi iş alanı olarak yeniden düzenlenecek,
Çağdaş planlamanın, tarihi ve doğal çevreyi geliştirerek koruma anlayışının göz önünde bulundurulması, denizin ve su sistemlerinin sürdürülebilir biçimde temiz tutulmasına yönelik önlemler alınacak,
İzmir’in gelişen uluslararası statüsü içinde, bu alanda yeni kentsel imgeler sunacak bir kent merkezi ortaya çıkacaktır” deniliyordu.
Üç alt bölge olarak ele alınan alanda, arazi kullanım kararları bu bölgenin yeni bir kent merkezi olarak İzmir’e yeniden kazandırılması amacıyla turizm ve ticaret sektörleri öne çıkarıldı. Bu sektörlerin öne çıktığı kentsel alanların kullanıcıları arasındaki beklenen nitelik farkı yer seçimi kararlarında etkin oldu; arazi kullanım kararlarının üretilmesinde farklı profillere sahip kullanıcıların farklı kentsel mekânlarda yoğunlaşması tercih edildi.
Bu yaklaşımla;
· Turan Mahallesi’nde başlayan ticaret ve turizm kullanımı kıyıya en yakın imar adalarını izleyerek Liman Gerisi’ne değin uzanırken, yalnızca Bayraklı höyüğü çevresinde, Höyüğün burada bulunmasından kaynaklanan bir ayrıksı durum yaratılarak ticaret ve turizm kullanımı Tepekule yöresine değin genişletildi.
Anadolu Caddesi’nden başlayarak kara yönünde ilerleyen alandaki imar adalarının büyük çoğunluğu Merkezi İş Alanı (MİA) kullanımına ayrıldı. Adliye Sarayı’nın ve kimi basın/yayın kuruluşlarının burada daha önceden yer seçmiş olması ve bu seçimin yeni kent merkezi oluşumu ile çelişmediği göz önüne alınarak bu alanların çevresi yönetsel merkez olarak belirlendi.
Alsancak Limanı gerisinden başlayan ve güneydeki Ege Mahallesi’ne değin uzanan alan ise ticaret, turizm ve kültür tesisleri için ayrıldı.
Plan bütünlüğü içindeki temel kabullerden birisi olan geniş açık alanlar bırakılması ilkesinden hareketle, yapılarda taban alanı sınırlı tutuldu, dikey yapılaşma tercih edildi.
Ayrıca Salhane Bölgesinin hemen kuzeyinde yer alan ve yapılan kazılarla bir bölümü ortaya çıkarılmış olan Antik Smyrna’nın kültür ve turizm dünyasına kazandırılması amacıyla bu alana özgü plan kararları geliştirildi. Buna göre; Bayraklı Höyüğü’nün güneyinde bir gölet oluşturularak ve göleti denize bağlayacak bir kanal ile antik kentin kurulduğu günlerdeki gibi denizle buluşturulması öngörüldü. Burada yapılacak gölet ile kanalın güney kıyısı boyunca turistik ve kültürel yatırımlar için yer ayrıldı ve bu alandaki arazi kullanım kararları kıyı boyunca uzanan alandaki kullanım kararlarıyla bütünleştirildi.
Planla getirilen yapılaşma koşullarının alanda yaratacağı yoğunluğu simgesel olarak göstermesi için hazırlanan bu görüntüler, gerçekte İzmir’e yaraşır insani bir kent merkezinin nasıl olması gerektiğini göstermektedir.
Yeni Kent Merkezi Nazım İmar Planı’nın onanışından günümüze tam 8 yıl geçti. İzmir’in bugün yeni bir kent merkezine 8 yıl öncesine göre çok daha fazla gereksinimi var ama geçen yıllar içinde yeni kent merkezinin oluşumu yönünde ciddi adımlar atıldığını söyleyemiyoruz. Bunun en önemli nedeni kuşkusuz kentimizin iktisadi ve toplumsal yönden yüksek ivmeli atılım yapacak özelliklerden yoksun olmasıdır. İzmir on yıllardır beklenen atılımı gerçekleştirememektedir. Kentimiz adeta, içe dönük bir iktisadi ilişkiler bütününe mahkum olmuştur ve yaşama hâkim olan bu ilişkiler bütün gelişme yollarını daraltmaktadır.
Yeni Kent Merkezi için hazırlanan plana uygun ciddi gelişmelerin yaşanmamasının bir başka nedeni de kendilerinden girişim ve yatırım beklenen kesimlerin planlı gelişmeye tepkisi; plana güvensizliğidir.
Ülkemiz insanlarının büyük çoğunluğunda bulunan sorunların çözümü ve geleceği bugünden kurmak için gereken geniş ufuklu bakış eksikliği planlı gelişmenin önündeki bir başka engeldir. Bu eksikliğin sonucu olarak günlük ve kişisel çıkarlar, hemen her zaman uzun erimli ve genelin çıkarlarının önüne geçmekte; kentliler kenti bir bütün olarak algılamamakta; plan gelişmenin değil, rant üretmenin aracı olarak görülmektedir.
Kentimizin önünü açabilecek bir yol haritası niteliğindeki Yeni Kent Merkezi Nazım İmar Planı bile ne yazık ki geçen 8 yılda bu sorunları aşmaya yarayacak coşkuyu yaratamamıştır. Buna karşılık, öyle inanıyorum ki, yaşamın dayatması altında bütün engeller aşılacak ve önümüzdeki 8 yılda Yeni Kent Merkezi önemli ölçüde şekillenmeye başlayacaktır.
http://www.egeninsesi.com/yazarlarimiz/ ... rkezi.html
Dön Gökdelenler, İş Merkezleri ve AVM'ler
Bu forumu gezen kullanıcılar: Bing [Bot] ve 40 misafir