Smyrna Antik Kenti: Kadifekale, Agora, Tiyatro, Stadyum

[mertoviçizmir]

Bugün ikiçesmelikten gectim ve dikkatimi ceken bir olayı belirteyim. Sabotaj selbi nin evinin yanındaki bos arsaya birseyler yapıyorlardı. Taş duvarlarla birseyler örüyorlar ama anlamadım ne oldugunu. Birde orayı da demir parmaklıklar ile örecekler anladıgım kadarıyla.. sabotaj selbinin evinde ise hic bir calısma yoktu. Aynı duruyor.


Bir diger dikkatimi ceken olayda cankaya tarafına dogru giderken rengarenk boyanan iş merkezlerine sanırım klimaları saklamak icin demirden kare seklinde birseyler monte ediyorlardı. O taraf eskiye göre daha iyi olmus , ama agoranın yukarısındaki gecekondularda hic calısma yoktu.

[Umut]

Adamın adı Sabetay Sevi Çok enteresan bir karakter, İzmir tarihine ilgi duyan herkes bir göz atmalı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Sabetay_Sevi

[mertoviçizmir]

Adamın isminden cok sehre katkısı önemli , ismi değişik ama izmiri israilli turiste tanıtabilecek kapasitesi var. Bunları degerlendirememekte kötü acıkcası.

[Gökhan]

Söz konusu Sabetay Sevi ise şu yazıyı paylaşmadan geçemeyeceğim;

Sabetay’ın İzmir’deki İzleri



...Ve dün dua saatinde, burada Portekiz Havrası denilen bir sinagogun önünde çok ciddi bir olay meydana geldi. Sabetay’ın karşıtları havrada toplanmışlardı ve onun içeri girmesini istemiyorlardı. O da yandaşlarıyla çevrilmiş olarak geldi ve balta darbeleriyle kapıyı kırmaya kalkıştı...” (Yüzüncü Ad, Amin Maalouf, YKY)

Fotoğrafta görülen yapı, Maalouf’un romanında adı geçen Portekiz Sinagogu’nun ta kendisidir. Bu sinagog, 1648’de Mesihliğini ilan eden Sabetay Sevi’den kalan, İzmir’deki iki izden birisi durumunda.

Portekiz Sinagogu, Sabetay’ın İzmir’deki dini ve siyasi merkezi konumundaydı. Dünya Yahudiliği ve hatta Türkiye’nin ve İzmir’in sosyoekonomik yapısı üzerinde etkiler bırakmış Sabetay Sevi hareketi, buradan yönetilmişti. Yapı bugün atıl bir halde. Uzun yıllar depo olarak kullanıldıktan sonra kaderine terk edildi. İkiçeşmelik’te Juderia denen eski Yahudi mahalleleri içinde yer alıyor. Eşrefpaşa Caddesi’nden 926 sokağa döndüğünüzde karşınıza çıkar. Sinagog, 1903 yılında Rothschild’lar tarafından finanse edilen bir restorasyon geçirmiş, mermer kapısı ise 1918 tarihinde yapılmış. Hakan Kazım Taşkıran’ın Kemeraltı’nın İzmir’i kitabında aktardığına göre kapının alınlığında şöyle yazmakta: “Ze ashaar lashem tsadikim yavouvo”; yani “Bu kapı Tanrı yolunu açar.”

Sabetay Sevi’nin yönettiği sinagog burasıydı, sahte mesihin yaşadığı düşünülen ev ise biraz ileride, eski kayıtlarda 920 sokak olarak bilinen sokaktaydı. Şu anda 920 sokak yok, çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi Smyrna Agorası kazıları kapsamında bu sokak ve çevresini kamulaştırarak kazı alanına dâhil etti. Sabetay’ın evi de gün yüzüne çıkmış oldu böylece. Yakın zamanda Smyrna Agorası ile ilgili bir müzeye çevrilecek olan ev, Sabetay Sevi’den kalma İzmir’deki ikinci iz.

Bu iki yapı neden bu halde ve adı Sabetay Sevi ile özdeşleşen İzmir, bu unsuru kültür turizmi açısından neden kullanmaz? Bunu bilemiyorum ama özellikle sahte mesihin evi, kamulaştırma ve yıkımların ardından ortaya çıktığında sessiz sedasız bir tartışmaya da konu olmuştu şehirde. İzmir, pek çok özelliğinin yanı sıra bir gizemler şehridir ve günümüzde etkilerinin sürdüğü söylenen Sabetaycılar da bu gizemlerden biridir. Bölgedeki istimlâklerin ardından tüm evler yıkılırken bu ev neden yıkılmamıştır? Bu evi bir “Sabetay Sevi Müzesi” olarak düzenlemek fikri kimin ve neden hoşuna gitmemiştir?

Sorular çok, ama elde yanıt şimdilik yok.
Engin TATLIBAL

Mert adamın ismini şekilden şekile soktun:) Verdiğin bilgilere gelecek olursak; dediğin gibi klimalar konusunda bir çalışma yapılıyor şuan. Aynı şey kepenkler ve tabelalar için de yapılacak diye biliyorum. Son olarak; diğer konuya yazmışsın ama burdan cevap vereyim. Konak'ta oturan biri olarak ben de Pekdaş'ın çalışmalarından memnun olmadığımı söyleyebilirim.

Yarın işim olmazsa Agora'daki gelişmeleri resmederim.

[mertoviçizmir]

Mert adamın ismini şekilden şekile soktun:) Verdiğin bilgilere gelecek olursak; dediğin gibi klimalar konusunda bir çalışma yapılıyor şuan. Aynı şey kepenkler ve tabelalar için de yapılacak diye biliyorum. Son olarak; diğer konuya yazmışsın ama burdan cevap vereyim. Konak'ta oturan biri olarak ben de Pekdaş'ın çalışmalarından memnun olmadığımı söyleyebilirim.

Yarın işim olmazsa Agora'daki gelişmeleri resmederim.

İsmi cok tuhaf bir türlü ezberleyemedim Klimalar konusunda evet dün demirden kafesler takılmaya baslamıstı. Hatta bir kişide boyuyor gibiydi. İş merkezleri eskiye göre iyi oldu diyebilirim. Eger kepenk ve tabelalarda yapılırsa agoradan cankayaya kadar olan binalar estetik bir şekle dönüşmüs olacak. Bence bu proje cankayadaki bütün binalar icinde gecerli olmalı. Böylece sehrin kalbi estetik acıdan sınıf atlamıs olacaktır. Ama şunu da belirtmemde fayda var ki gecekondular icin aynısını düsünmüyorum.

[Gökhan]

Havanın güzel olmasını fırsat bilip bugün Agora'ya küçük bir gezi yaptım. Heybemin dolu olduğunu söyleyebilirim

Öncelikle Sabetay Sevi Evi Restorasyonu hakkında bilgi vereyim. Restorasyonu yapan firma iflas ettiği için (bu da bizim şansımız!) belediye, firmanın tüm malzemelerine el koymuş, o yüzden inşaat tamamlanamamış. Mahkeme süreci sona erdikten sonra şuan Agora çevresi çit işlerini yapan firma, restorasyona devam edebilirmiş.

Gelelim ikinci hususa;

Şuan Agora'ya gidiş için kullanılan yol kaldırılacak ve Agora'ya dahil edilecekmiş.



Yukarıdaki yol kaldırılınca Agora'ya ulaşım, Hürriyet Anadolu Lisesi'nin önünden geçen yoldan sağlanacakmış. Agora ile ilgili gelişmeler sadece bunlarla da sınırlı değil. Yolun sağ tarafında kalan pafta da Agora'ya dahil edilmiş. Nitekim bu doğrultuda oraya da duvar örülüyordu.





Çitlerle entegre oturma grupları;



Agora'nın Tansaş tarafına doğru bir kapı daha yapılacakmış; ancak bu kapı malzeme girişleri için kullanılacakmış.

Yukarıdaki bilgileri almamı sağlayan emekçi kardeşlerime selam olsun...

[mertoviçizmir]

Şuan Agora'ya gidiş için kullanılan yol kaldırılacak ve Agora'ya dahil edilecekmiş.

Uzun zamandır bekledigim bir haberdi. İyi olmuş..

Yolun sağ tarafında kalan pafta da Agora'ya dahil edilmiş. Nitekim bu doğrultuda oraya da duvar örülüyordu.

O bölge uzun zaman önce kamulastırılmıstı zaten ama neden bu kadar beklendigini merak ettim. Duvar örmelerinin sebebini anlamıs değilim. Zaten demir parmaklıklarla kapatacaklar orayı da. Umarım lise ve yanındaki binalarda yıkılır diyecegim ama göreülen o ki boyayacaklar

Ayrıca resimler cok iyi olmus. Tesekkürler Birde su adamın evi tamamlansa agora sınıf atlayacak

[Mesut]

Eline sağlık Gökhan, çok bilgilendirici olmuş.

[Gökhan]

Teşekkürler arkadaşlar. Tarihe ilgi duyduğum için bu bölgeye gökdelenlerden daha çok önem veriyorum. Fırsat bulursam yakında Antik Tiyatro ve Kadifekale'ye çıkacağım. Özellikle tiyatro alanının son halini merak ediyorum. Akın Hoca'yı da yakalarsam bir kaç soru sorarım

Kocaoğlu'ndan 'tarihi' mesajlar

Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. ’nin (TARKEM) genel kurul toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “tarihi” mesajlar verdi. Büyükşehir Belediyesi olarak Kadifekale, Agora ve İkiçeşmelik bölgesinde tarihi dokuyu canlandırmak ve turizm potansiyelini arttırmak için önemli çalışmalarına imza attıklarına değinen Başkan Kocaoğlu, “tozlanmış mücevher”e benzettiği tarihi aks ile ilgili olarak yatırımcılara ve vatandaşlara kritik bir çağrıda bulundu.

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve TARKEM yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının temsilcileri katılım gösterdi. Ana gündem maddesi Agora, Kadifekale, İkiçeşmelik, Kemeraltı gibi alanlardaki tarihi dokunun canlandırılması ve geliştirilmesi olurken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu çarpıcı mesajlar verdi.

“HER TAŞIN ALTINDA TARİH VAR”

Genel kurul toplantısında TARKEM üyelerine seslenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in tarihi değerleri arasında yer alan Agora-Kadifekale bölgesine dikkat çekerek, Eski kent tarihi kent bölge bizim tarihi kentimiz 2 bin 500 yıldır sürekli yaşamını sürdürüyor. Dünyada ender kentlerden bir tanesiyiz. Dünyanın her kentinde her şeyi yapabilirsiniz. İzmir’de, Ege Bölgesi’nde hemen hemen hangi taşı kaldırırsanız kaldırın, altında tarih var. O bölgede 12 bin civarında ev ve 16 bin civarında da iş yeri var. İnsanlar zaman içerisinde yerlerini kirletti ve bu alanlar terk edildi. Bu tozlanmış mücevher bir köşede bekliyor. Kemeraltı, İkiçeşmelik Caddesi yeterli olmasa da ticari canlılığını sürdürüyor. Buranın ayağa kaldırılması lazım. Bu bizim mücevherimiz. Agora’da öngörülen her yeri kamulaştırdık. Kadifekale sur duvarları için çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

“TARİHİN AYAĞA KALDIRILMASI KOLAY DEĞİL”

Sözlerinin devamında Agora ve Kadifekale bölgesinde en önemli değerin eski amfi tiyatro alanı olduğuna dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Kadifekale, Agora ve İkiçeşmelik’teki çalışmalar beni heyecanlandırıyor. En can alıcı noktası ise Roma Antik Tiyatrosu. 16 bin kişilik olduğu var sayılıyor. Binalar yıkıldıktan sonra sahnenin duvarı ve amfinin duvarı gün ışığına çıktı. Taşıyıcı elemanların büyük kısmı bugüne taşınmış. Tarihi eserlerin ayağa kaldırılması kolay değil. Birçok aşamadan geçiyor. Restorasyon konusunda süre belirtmek son derece yanlış. Bu tür çalışmalarda beklenmeyen aksilikler ve geriye gidişler olabiliyor. Kadifekale ve Agora arasında 16 bin kişilik bir tiyatroyu hayal ettiğinizde, bölgenin ne olacağı, nasıl bir çekim merkezi olabileceği daha iyi algılanıyor. Bu tür büyük yerlerde algılanabilir hale gelmek için çok şey yapmak gerekiyor. Eski eserlerde bu zaman alıyor. Damlata damlata buralara geldik. Kentin turizmi, tarihi ve hizmet sektörünün gelişmesinde çok önemli bir değer olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.

“BAŞLAMAMAK İÇİN BİR NEDEN YOK”

Bölgedeki tarihi değerler hakkında herkesin ve her kurumun sorumluluk alması gerektiğini hatırlatan Aziz Kocaoğlu, “Bu değerleri hep beraber yarınlara taşımamız ve insanlığa kazandırmamız lazım. Bu projeden para kazanılır mı? Bu bir sosyal sorumluluk projesi. Ben öyle büyük paralar kazanacağımızı düşünmüyorum. Böyle bir oluşumun öncelik yapması belediye başkan olarak beni çok sevindiriyor. İstanbul’dan gelip buradan gayrı menkul alan yatırımcıların da çalışma yapmasını bekliyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak satılık tabelası gördüğümüz her tescilli yapıyı alıp değerlendirmek için hazırız. Tiyatronun yerini açmak için 162 binayı kamulaştırdık. Yıllar önceki planlarda tiyatro ile Kadifekale arasında açık müze olarak belirlenmiş 400 civarında evin de kamulaştırılmasını bekliyoruz. Çok önemli bir adım attık, başlamamamız için bir neden yok” dedi.

“RESTORE EDEN KAZANÇLI ÇIKACAK”

Kocaoğlu son olarak söz konusu tarihi aksın yatırımcılar için altın değerine sahip olduğunu da hatırlatarak şöyle konuştu: “Bu bölgedeki vatandaşlarımız bir binayı alıp restore ederse mutlaka ve mutlaka kazançlı çıkacaktır. Durumu müsait olanlara tüm samimiyetimle söylüyorum, belediye başkanı olmasam, kesinlikle o bölgeden gayrı menkul alır restore ederdim. Önümüzdeki süreçte burası bir kimya olacak. Başka Kadifekale, başka Agora, başka Kemeraltı yok. Bunun kıymetini bilmek gerekiyor…”

http://www.egepostasi.com/haber/Kocaogl ... jlar/95175

[Gökhan]

Duvarımız tamamlanma aşamasına gelmiş;